Kendini iyi hisseden ve operasyon günü taburcu olmak isteyen hastalarımın önünde bir engel bulunmamakta. Yine de insanların birçoğu operasyon gecesini hastanede geçirmeyi tercih ederler. Bu süre zarfında baş yüksek pozisyonda istirahat edilmesini ve buz uygulamasını tembih ediyorum. Unutmamanız gereken şey: Ne kadar iyi bir istirahat süreci geçirirseniz o kadar hızlı ve sorunsuz iyileşeceğinizdir. Dolayısıyla ameliyat sonrası en önemli göreviniz istirahat etmektir.
Sıkça suistimal edilen ve pazarlama amacıyla kullanılan konulardan biri burun içine silikon plak koymak ya da koymamak konusunda cerrahların tercihidir. Şunu bilmenizi isterim ki; silikon plakları koymamak bir tercihtir. Yani cerrahın ameliyatı daha iyi yapmasıyla ilgisi yoktur. Ameliyatın sonunda silikonları koymaya mecbur değiliz ve istersem ben de koymayabilirim. Ancak çoğu vakada (her zaman değil) bu plakları kullanmak beni daha güvende hissettiriyor ve kullanıyorum. Kanama riskini azalttıklarını ve burnun yeni şeklini korumak konusunda avantaj sağladıklarını düşünüyorum. Bu söylediklerim kural değildir ve bazı ameliyatlarda ihtiyaç görmeyip kullanmayabiliyorum. Bununla birlikte “tamponsuz burun ameliyatı” vaat ederek şartları zorlamayı ve risk almayı tercih etmiyorum. Burun içi silikonları nefes almayı bir miktar zorlaştırsa da tamamen engellemez ve temizlik için önerdiğim okyanus suyu çözeltilerinin düzenli olarak uygulanmasıyla burnunuzu açık tutmanız mümkün olur. Mümkün olduğunca burnunuzdan nefes almanız ve burun içini yıkayarak temiz tutmanız daha konforlu bir iyileşme süreci geçirmenizi sağlar. Esnek ve kaygan olan plakların fotoğrafını aşağıda bulabilirsiniz.
Burun Estetiği / Rinoplasti sonrası destek için kullanılan alçı, bandaj ve burun içi silikonların alınması işlemi kişiden kişiye değişebilmekle birlikte genellikle 1. haftada yapılır.
Sanılanın aksine bu işlem çoğu zaman şaşılacak düzeyde ağrısızdır. Bahsettiğim burun içi silikonların bir örneği aşağıdaki fotoğrafta yer almaktadır. Esnek ve yumuşak yapısı olan silikonlar kolayca kayarlar ve rahatsızlık vermeden çıkarılırlar.
Şişlik ve morlukların oluşumunda etkisi olan birçok faktör vardır. Cerrahınızın, yani benim kullandığım yöntem ve operasyon sırasındaki nezaketim bunlardan biridir ve bu konuda oldukça hassas davrandığımı bilmenizi isterim. Bir diğer önemli faktör ise sizin cilt yapınızdır. Kolay moraran ve şişen bir cildiniz varsa benzer problemlerin oluşması ihtimali elbette yüksektir.
Bugünkü tecrübeme dayanarak hastaların yarısından fazlasında ya çok hafif morluklar ya da morluksuz olarak sürecin atlatıldığını söyleyebilirim. Ancak şişlikler iyileşme sürecinin mutlak bir parçasıdır ve şişlik olmadan sürecin atlatılması mümkün değildir. İlk 3-4 gün artan şişlikler daha sonra gerilemeye başlarlar.
İyileşme sürecinde belirli aralıklarla fotoğraflarınızı çeker ve değişiklikleri birlikte izleriz. Çoğu zaman farklar ancak fotoğraflar yan yana koyulduğunda fark edilebilir ve erken dönem görüntüler sonuçları değerlendirmek açısından yanıltıcı olabilir.
Tam iyileşmeye ulaşma süresi neredeyse tamamen sizin vücudunuzun dinamiklerine bağlıdır. Sigara kullanımı, beslenme alışkanlığı, çalışma temposu – yorgunluk vb. birçok faktör bu sürecin niteliğini değiştirebilmekle beraber erken dönemi sorunsuz atlatan her hastan eninde sonunda tam iyileşmeye ulaşır. Erken iyileşme yani günlük hayata dönüş 1-2 hafta sürerken tam iyileşme süresi yukarıda belirttiğim faktörlere bağlı olarak 1-2 yıl sürmektedir.
Tabi kısıtlamalardan bahsetmeden olmaz. Süreleri ameliyat sırasında yapılan işleme ve sizin iyileşme sürecinize göre belirlediğim için burada yazmıyorum. Ancak bir süre gözlük takmanızı, ağır spor yapmanızı, direk güneş ışığına temas etmenizi ve burnunuza baskı yapacak şekilde yatmanızı yasaklayacağımı bilin lütfen 🙂