Bademcikler bazen çok büyük olurlar ve nefes almayı güçleştirirler. Bu durum sıklıkla çocuklarda görülmekle birlikte yetişkin insanlarda da horlama gibi şikayetlerle ortaya çıkabilir.
Fotoğraf böyle bir tabloya örnektir.
Neden bazılarımızın bademcikleri bu noktaya gelene kadar büyür de bazılarımızın ki büyümez; bunun nedenini çoğu kez bilemeyiz. Bu konuda tekrarlayan ya da kronikleşen enfeksiyonların, genetik faktörlerin ve alerjinin rolü aydınlatılmıştır.
Bademcikler belki de bu faktörlerden birinin etkisiyle büyümüştür, ancak bunları tedavi etmeye çalışmak çoğu kez nafiledir, süreci tersine çevirmez, bademcikleri küçültmeye yetmez.
Hastamda yalnızca nefes alma ve horlama gibi problemler varsa, sık bademcik iltihabı geçirmekten şikayet etmiyorsa bademciklerin tamamen alınmasını genellikle önermem. Bu tip tablolarda bademcikleri küçültmeyi tercih ediyorum ve hemen her zaman sorunu çözmek için yeterli oluyor.
Ancak sık sık iltihaplanan bademcikleri küçültmenin bu problemi düzeltmeyeceği gibi tekrarlayan antibiyotik kullanımlarına da çözüm olmayacağını mutlaka belirtmem gerekir. Böyle durumlarda bademciklerin alınmasını öneririm.
Bademcik problemlerine sıklıkla geniz eti problemleri de eşlik eder. Ancak geniz etinin büyük olması ve burnun arkasını kapatarak nefes almayı güçleştirmesi tek başına da görülebilir. Hatta çoğu zaman burun tıkanıklığı ile başvuran çocuk hastalarımda bademciklerden ziyade yalnızca geniz eti büyümesi sorunuyla karşılaşıyorum.
Fotoğrafta, geniz eti dokusunun aslında tamamen açık olması gereken burnun arkasındaki alanı nasıl kapattığını görebilirsiniz.
Endoskopik-kameralı yöntemle yaptığım muayene sırasında böyle bir tablo gördüğümde ya da zaman zaman ihtiyaç duyduğumuz röntgen filmlerinde bununla uyumlu bir görüntü varsa kişisel tecrübem geniz etinin eninde sonunda alınması gerekeceği yönündedir. Özellikle alerji tedavisinde kullandığımız ilaçları bazen denemekte fayda görüyoruz. Ancak sürekli ilaç kullanmanın zararları ve ilaca bağımlılık oluşturmak bir yana, şikayetlerin de düzelmediğini görüyorsak ameliyat olmaktan başka çare kalmamış demektir.
Geniz eti dokusunun uzun süre burun tıkanıklığına yol açmasına müsade edilmesi halinde düzelmeyen orta kulak iltihapları ve buna bağlı kalıcı kulak hastalıklarıyla birlikte yüzde kalıcı şekil bozuklukları oluşması kaçınılmazdır. Bu tip durumlar hiç nadir değildir ve kişisel pratiğimde de böyle çocuklarla ne yazık ki karşılaşıyorum.
Geniz eti ameliyatının nasıl bir işlem olduğunu aşağıda yer alan youtube videomdan izleyebilirsiniz.
Geniz eti sorununa eşlik eden problemlerden biri de düzelmeyen ya da tekrar eden orta kulak iltihaplarıdır.
“Sessiz Orta Kulak İltihabı” denilen durumda kulakta biriken iltihaplı sıvı tedaviye yanıt vermez ve işitme kaybına yol açar.
Burada görülen işitme kaybı eğitim çağında bulunan çocukların derslerinde başarısız olmalarına ve öğrenme güçlüğüne neden olur.
Böyle bir tabloyla karşılaştığım zaman kulaklarda biriken sıvının boşaltılmasını ve havalanmayı sağlayacak tüplerin yerleştirilmesini öneririm.
Bu işlemin nasıl uygulandığını aşağıda yer alan youtube videomdan izleyebilirsiniz.
Çocuklarına kulak tüpü taktığım ailelerden en çok duyduğum soru bu tüplerin ne zaman düşeceğidir.
Çoğunluğu 6 ay, büyük kısmı ise 2 sene içinde kulaklardan atılan tüplerin bundan daha uzun süre kalmaları halinde çekilmeleri açısından değerlendirmeyi uygun buluyorum. Bazen kulağın görüntüsünden hareketle tüplerin alınması halinde sorunların tekrar edeceğine kanaat getirirsem 2 seneyi geçmiş olsa bile kalmalarının daha uygun olduğuna karar veririm.
Sürekli kullanılan ilaçlara, sonu gelmeyen doktor vizitlerine rağmen düzelmeyen, kronikleşen hastalıklar kalıcı sağlık sorunları oluştururlar. Yukarıda anlattığım durumların birçoğu buna örnektir. Bu tip hallerde cerrahi müdahalenin yapılması sağlık açısından riski artırmaz, aksine azaltır ve çocuklarımızın sağlıklı büyümeleri için onlara destek olur.